Beyazıt Kütüphanesi
- Selin Ustaoglu
- Mar 25, 2018
- 2 min read

Tarihle insanlığın buluştuğu bir kütüphane diyebiliriz. Ülkemizin 24 Haziran 1884'te ,"Devlet" adı altında kurulan ilk kütüphanesidir. Merkezi bir yer olduğu için Beyazıt'a kurulmuştur. İstanbul'un çeşitli vakıflarında bulunan kitap koleksiyonlarının bir arada toplanması ve kitapların kötü şartlarda yıpranmasını engellemek için kurulsa bile kısa zamanda amacını aşmış ve İstanbul'un en uğrak kütüphanesi olmuştur.
Raflarına yerleştirilen bir takım “Naima Tarihi” ile hizmete açılan kütüphane, daha sonra Beyazıt Camii’nden getirilen, etraftan toplanan, satın alınan ve bağış yoluyla gelen kitaplarla kısa bir sürede dolar. Zamanla, özellikle de 1934 yılında Atatürk’ün emriyle çıkartılan “Basma Yazı ve Resimleri Derleme Kanunu” gereğince Türkiye’de basılan her türlü yayından bir adedi Kütüphaneye verildiğinden yer sıkıntısı başlar. Bu nedenle Beyazıt Külliyesi'nin diğer kısımları da kütüphaneye eklenir.

Şu anda ise insanlar kitaplarını kapalı depo sistemi ile elde etmektedirler. Lobide bulunan bilgisayarlara kitabın adını ve yazarını girerek bir fiş alırlar ve bu fişi bir kütüphaneciye verirler. Kütüphaneci de sadece yetkililerin girebildiği kapalı depolardan kişinin istediği kitabı getirip ona teslim eder. Bu sistem ne kadar kitapların güvenliğini sağlasa ve ömrünü uzatsa da insana bir rafta kitabını aramanın heyecanını ve bulmanın memnuniyetini vermiyor.
Biz bu kütüphane hakkında bir yazı yazacağımız için kitapların bulunduğu bu depo kısmına girebildik. Keşke herkes bu fırsatı yakalayabilse. Beş ya da altı kattan oluşan bu geniş depo yaklaşık bir milyon kadar kitaba ev sahipliği yapıyor, bu kitaplardan da onbir bini el yazması. Kaynak olarak sadece kitap değil, dergiler, paralar, pullar ve afişler de bulunmakta. Dergi ve gazeteler yıllarına göre düzenlenmiş ciltler halinde bulunuyor ve çok eski zamanlara dayanıyor.

Bir özelliği daha ise ödünç sisteminin bulunmaması. Adı üstünde bir derleme kütüphanesi olduğu için elde bulunan tüm kitapların korunması ve bir arada bulunması gerekiyor. Yani eğer herhangi bir konuda araştırma yapmak istiyorsanız orada araştırmanızı tamamlayıp kullandığınız kaynağı teslim etmeniz gerekiyor.
Aynı zamanda ders çalışmak isteyen öğrencilere de sessiz bir çalışma ortamı sağlayan bir kütüphaneye araştırma yapmasanız ya da ders çalışmasanız bile bir gidip görmenizi, gelişigüzel bir kitap alıp okumanızı tavsiye ediyorum.

11 Kasım 1938 tarihli Cumhuriyet Gazetesi 1.sayfa
Comments